Günümüzün gelişen teknolojisi ile beraber yenilik hayatımızın vazgeçilmezi olmuştur. Bireylerde bulunan merak duygusu insanları yeni şeyler denemeye ve yeni maceralar yaşamaya itmiştir. Yenilik, rutinden uzaklaşmayı sağlayıp keşfetme ve merak duygusunu beslemiştir. Rutinden kopmak istememek ve yeni şeyler denemekten korkmak aslında tüm insanlarda görülebilecek normal bir durum olabilir.
Zaman zaman insanlar yenilikten korkabilir. Fakat bu durumun küçük yaşlarda ortaya çıkıp yaşla beraber artan bir anormal korku durumuna gelmesi beraberinde neofobiyi getirir. Kısaca yeniliğe karşı geliştirilen fobi olarak bilinen neofobi, yeni bir durumla karşılaşmanın bireyde yüksek düzeyde korku yaratmasıdır.
Neofobinin sadece bir hastalık olarak görülmemesi gerekmektedir. Bir kişilik özelliği olarak düşünülebileceği gibi aynı zamanda bir durumla karşılaşıldığında verilen tepki olarak da ele alınabilmektedir.
Neofobinin Sebepleri Nelerdir?
Sebebi kesin olarak bilinmemekle beraber genetik olarak geçtiği düşünülmektedir. Ayrıca ailesinde neofobi olan bireylerin bu korku durumunu gözlem yoluyla öğrendiği de yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Neofobisi olan bireyler bu şekilde yetiştirilmiştir.
Yaşanan travmatik olaylardan sonra bireyin neofobi geliştirdiği bilinmektedir. Cinsiyet ve yaşın bireyin neofobi geliştirmesinde etkili olduğu bilinmektedir. İleri yaşlarda ve erkeklerde daha çok görüldüğü düşünülmektedir.
Neofobinin Beraberinde Getirdiği Davranışlar Nelerdir?
“Takıntılı” ya da “Obsesif” olarak adlandırabileceğimiz yapıya sahip olan bu bireylerin hayatlarını belli bir rutinde yaşadıkları görülmektedir. Her gün aynı saatte kalkıp aynı yolu kullanarak işe giden bu bireylerin gittikleri yolda çalışma olduğu için yeni bir yol kullanmak zorunda olmaları beraberinde yüksek düzeyde korku ve stresi getirmektedir.
Korku yaşadıklarında bu bireylerde aynı zamanda nefes alış verişin hızlandığı, kalp atışının hızlandığı, nefes darlığı yaşadıkları, yoğun bir baş ağrısı ve mide bulantısı yaşadıkları görülmektedir. Bu bireylerin hayatlarının her anında kontrolü elden bırakmak istemedikleri ve planlama yaptıkları görülür. Sosyal olmaktan kaçınırlar çünkü ya çevredeki biri kendisine sormadan sürpriz bir doğum günü organize ederse?
Tahmin edebileceğiniz gibi neofobi sahibi bireyler sürprizlerden nefret ederler ve zorunda kalmadıkça evden bile çıkmazlar. Kendilerine deyim yerindeyse bir koza örerler. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da “Yaşlanma Psikolojisi Kongresi”’nde belirttiği gibi neofobiye sahip bireyler konfor alanlarının dışına çıkmak istemezler. Bu bireyler izole bir hayat sürmeyi tercih ederler. Neofobisi olan bireyler zihnini geliştirmezler çünkü deneyimlere kapalıdırlar. Yaşadıkları korku beraberinde erken yaşlanmayı getirmektedir.
Yapılan bir hayvan deneyinde neofobik farelerin yeni durumlar karşısında korku ve stres seviyelerinin yükseldiği ve bu durumun depresyona sebebiyet verdiği görülmüştür. Neofobik farelerin, yeni deneyimler yaşayan diğer farelere oranla daha erken öldükleri görülmüştür. Yaşla beraber neofobiye depresyonun da eşlik etmeye başladığı görülmektedir. İş kaybı, eş kaybı, ekonomik olarak zarar uğrama gibi durumlar bu bireyleri depresyona sürükler.
Neofobinin Tedavisi Nedir?
Neofobinin, beraber görüldüğü depresyon durumlarında yardımcı olması için antidepresan kullandıkları bilinmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar ortaya koymuştur ki psikoterapi korku düzeyinin indirgenmesinde önemli bir yere sahiptir. Yapılan çalışmalar ortaya koymuştur ki bilişsel davranışçı terapi, neofobik bireylerin tedavisinde bireyin sahip olduğu yanlış düşünceyi yakalamasına yardımcı olmaktadır. Nefes egzersizlerinin ve kas gevşetme egzersizlerinin de neofobi yaşayan bireylerde yaşanan stresi azaltmakta etkili olduğu görülmüştür.
Neofobi Hakkında Yapılan Çalışmalar
Neofobinin ilk olarak yeni bir yiyecekle karşılaşma durumunda insanların geliştirdiği korku durumu olduğu düşünülmüştür. Bu korkuya “Foof neophobia” yani “yiyecek neofobisi” adı verilmiştir. Fakat yapılan çalışmalar neofobinin sadece yiyecekler üzerinde gösterilen bir olumsuz duygu durumu değil yeni herhangi bir durumla karşılaşıldığında gösterilen korku ve stres durumu olduğunu ortaya koymuştur.
Günümüzde literatürde daha çok bireylerin neofobi düzeyini ölçmeye yönelik çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Bu ölçüm için gıda ürünleri üzerinde geliştirilen neofobiyle alakalı çalışmaların daha fazla yapıldığı bilinmektedir. Ülkemizde bireylerde görülen neofobinin düzeyinin ölçümünde kullanılan herhangi bir ölçek bulunmadığı için 2021 yılının Ocak ayında Karataş Yücel tarafından, 1992 yılında neofobinin ölçülmesi aracılığıyla Pliner ve Hobden tarafından oluşturulan “Development of a Scale to Measure the Trait of Food Neophobia in Humans” ölçeğinin Türkçe uyarlaması yapılmıştır.